Beşiktaş – Galatasaray derbisinin ardından ağır eleştiri ve övgü: ‘Bu adamı hangi akıl transfer etti?’ | ‘Maçın gizli kahramanı…’
Trendyol Süper Lig'in 28. haftasında Beşiktaş ile Galatasaray kozlarını paylaştı. Tüpraş Stadyumu'nda oynanan ve büyük bir mücadeleye sahne olan maçta...
Beşiktaş ile Galatasaray, Trendyol Süper Lig'in 28. haftasında karşı karşıya geldi. Büyük bir mücadele ve heyecana sahne olan derbide kazanan taraf sarı - kırmızılılar oldu. Tüpraş Stadyumu'nda oynanan maçta konuk ekibe 1-0'lık galibiyeti getiren golü Al-Musrati kendi kalesine kaydetti.
Bu skorun ardından Galatasaray liderliğini sürdürürken, Beşiktaş'ın da 4 maçlık yenilmezlik serisi sona erdi.
Yazarlarımız Mustafa Denizli, Uğur Meleke, Güntekin Onay, Fırat Aydınus ve Engin Kehale, zirveyi yakından ilgilendiren derbiyi kaleme aldı.
Gözden Kaçmasınİşte yorumlar;
Fırat Aydınus: Galatasaray kendini yormadı
Beşiktaş taraftarının görsel şöleni eşliğinde başlayan maçın henüz 2. dakikasında Al-Musrati’nin kendi kalesine attığı gol siyah beyazlılar için tam bir şok anıydı. İlk yarı Galatasaray adına Barış, Beşiktaş adına da Rashica sağ kanadı kullanarak etkili olmaya çalıştı. Erken gelen golün, oyunun heyecanını ve hızını kestiğini söylemek mümkün. Golden sonra takımların stratejileri değişti. Beşiktaş’ta Rashica, Muci ve dışında yaratıcı oyuncu hüviyetinde kimse yok. Amartey adeta el freni gibiydi ilk yarı. Galatasaray rahat bir 45 dakika çıkardı. Ne Nelsson, ne de Davinson Sanchez için tehlike oluşturabilecek bir Beşiktaş forveti yoktu. Nelsson-Sanchez ikilisi Beşiktaş’ı karşılayıp oyun kurarken belki de bu sezonun en rahat 45 dakikasını çıkardılar.
Haberin Devamı3. BÖLGEDE PRES YAPAMADI
1-0 geriye düştükten sonra Beşiktaş, beklentilerin tersine 3. bölgede pres yapamadı. Öyle anlar oldu ki, 20. dakikada taraftar isyan etti ve ileriye çıkmaları için futbolculara bağırmaya başladılar. Yetmedi, devre arasında takımlar soyunma odasına giderken futbolcuları tribüne çağırıp moral verdiler. Taraftarında var olan isyan ve inancın en ufak bir kırıntısı dahi yoktu siyah beyazlı futbolcularda ilk yarı. Pozisyon ve tempo olarak beklentilerin altında kalan ilk yarıda G.Saray kendini yormadan kontrollü bir oyun oynadı. Devreyi 8 şut ve 6 kornerle bitirmeleri, üstün oyunlarının kanıtıydı.
iKiNCi YARI DAHA HAREKETLiYDi
Beşiktaş orta sahasında Gedson çok arandı. 2. yarıda ilk devreye oranla seyir zevki ve pozisyon sayısı biraz daha yüksek bir mücadele izledik. Beraberlik golü için yüklenen Beşiktaş’ın ileriye çıktığı anlarda yakaladığı pozisyonları ve siyah beyazlıların arkada bıraktığı boş alanları değerlendiren bir Galatasaray izledik. İkinci yarı itibariyle hakem Halil Umut Meler de müsabakaya dahil oldu! Santos’un Ghezzal-Amartey değişikliği Beşiktaş’ı ofansif olarak daha da güçlendirdi. Ardından Santos hücuma yönelik iki hamle daha yapıp Muleka ile Aboubakar’ı sahaya aldı. Ancak tüm bu ofansif hamleler Beşiktaş’ın skor bulmasına yetmedi. Beşiktaş, beraberliği getirecek pozisyonlar bulsa da gole ulaşamadı.
Haberin DevamıPLANSIZ HÜCUM VE KALiTE
Sonuçta G.Saray bu kritik derbide rahat bir oyunla 3 puan çıkarmayı bildi. Beşiktaş’ın plansız hücumları ve kadro kalitesi farkı bu derbide göze çarpan unsurlardı. Taraftar, takımını ne kadar ileri itmek istese de o takım bunu yapamıyor. Hücum edemiyor, üstün oynayamıyor ve taraftarın çabalarının bir faydası olmuyor.
Mustafa Denizli: Icardi, kimliğine kavuşursa...
Enteresan bir derbiydi. Günlük yaşamımızda kullandığımız bazı kalıp cümleler vardır. Bir kişi veya grubu karşılaştırırken o ve onlar için zaman zaman biz “1-0 önde başlarlar” diye bir tarif kullanırız. Derbi de öyle başladı dersek yanlış olmaz. Galatasaray kornerden hemen oyunun başında öne geçti. Bu gol iki takım için de sürpriz oldu. Golü atan Al-Musrati, Beşiktaşlı oyuncuydu. Çok kısa mesafeden o toptan kurtulma şansı yoktu. Bir ihtimal top auta da çıkabilirdi, Mert Günok’un da beklemediği bir top oldu.
Haberin DevamıÖzellikle golden sonra karşılıklı ataklar vardı. Bu atakların neredeyse tamamında Muci ve Rashica, Beşiktaş adına çok etkiliydi. Rashica’nın sağ kanattan getirdiği 2 top vardı ki Beşiktaş ve Cenk adına şansızlıktı. Cenk’in bu toplarla buluşması gerçekten çok zordu. Galatasaray tarafındaysa oyun genellikle karşılıklı geçerken bir tanesi frikikten Kerem Aktürkoğlu’nun kullandığı bir diğeri de Kerem Demirbay’ın Mert’le karşı karşıya kaldığı pozisyondu.
AYNI SAATTEKi MANCHESTER DERBiSi DAHA KALiTELiYDi
Bu derbiden önce televizyonda bir Manchester derbisi vardı. Aynı saatlerde oynandı. Bu maçın ilk yarım saatini, ondan sonra bizim derbinin devre arasında bir 15 dakikasını daha seyrettim. Şöyle bir fark var arada: tribünler bir başka, oyun ve oyuncular bir başka. İlk yarım saatte her iki takımın da 3-4 net gol pozisyonu vardı. Top kaybının az olduğu, bizim derbiyle karşılaştırdığımız zaman keyifli, bol pozisyonlu ve saha içindeki davranışlarıyla ön plana çıkan bir karşılaşmaydı Manchester derbisi.
Haberin DevamıiLK YARI SEMiH VE CENK ETKiSiZDi
Sahaya baktığımda ilk yarıda Semih ve Cenk ileride etkili olamadılar. Topla buluşma şansları da olmadı. İlk yarıda Beşiktaş’ta Rashica, Muci, Necip Uysal ve Mert Günok arkadaşlarının önündeydi.
Galatasaray’da ise maç geneli itibariyle Muslera, Nelsson, Sanchez, Barış, Kerem Demirbay ve özellikle de Mertens çok iyi bir görüntü bıraktılar.
iCARDi BU KEZ GOL ATMADI, ATTIRDI!
Beşiktaş’a karşı daha önce oynadığı 3 maçta da fileleri havalandıran Mauro İcardi, dünkü derbide de sahnedeydi. Karşılaşmanın 89. saniyesinde Kerem Demirbay’ın sol taraftan kullandığı köşe atışında altıpasın önünde seken topa Mauro İcardi kafayı vurmak üzere iken araya giren Al-Musrati, kafayla topu kendi ağlarına gönderdi. Bu şok golün ardından Galatasaraylı diğer futbolcular İcardi’nin yanına koşarak kendisini tebrik etti. İcardi, büyük maçlarda golcü kimliğiyle öne çıkıyor. Arjantinli futbolcu, ligde Beşiktaş, Fenerbahçe, Trabzonspor ve Başakşehir ile oynanan 11 karşılaşmada 10 kez topu filelere gönderdi. İcardi, 4 Beşiktaş maçında 5, 3 Trabzonspor müsabakasında 3, 3 Fenerbahçe derbisinde 2 kez ağları havalandırdı.
iKiNCi YARIDA OYUNUN KONTROLÜ BEŞiKTAŞ’TAYDI
İkinci yarıda oyun neredeyse 45 dakika Beşiktaş kontrolündeydi dersek yanlış olmaz. Coley’in 59 ve Ghezzal’ın 61.dakikada Muslera ile karşı karşıya vurduğu toplar Beşiktaş adına şanssızlıktı.
Bu maçlar, baktığınız zaman hakem adına ağır olan ve altından kalkabilecek isim Halil Umut Meler’di. Genel itibariyle iyi maç yönetti. Oyunun içinde kaçırdığı pozisyonlar var. Mertens’e ve Barış Alper’e yapılan faulleri sarı kart olarak değerlendirmedi. Cenk’in pozisyonu var tartışılan ancak VAR’a çağırılmadı. Ama Cenk’in o düşmeyle hakem adına inandırıcı olması mümkün değil. Çekme var ama Cenk öyle bir darbe almış gibi yere düştü ki olabilecek bir penaltıyı önledi.
BEŞiKTAŞ FERNANDO SANTOS iLE iYi BiR HAVA YAKALADI
Beşiktaş’ın son yakaladığı seri iyi bir seriydi. Gol yemeden kazandığı maçlar vardı. Santos ile iyi bir hava yakaladılar. Derbide ise sonuç bekledikleri gibi olmadı. Ama bu her iki takım içinde geçerli. Muslera ve Mert’in kurtarışları var. Futbolcuların düşündükleri gibi topu yönlendirememeleri var. Neticede zaman zaman oyunun durmasına neden olan ki bunu özellikle belirteyim saha içinde futbolcuların davranış biçimleri son derece yakışıksız. Bu itirazlarla tribünleri kötü yönlendirmiyorsun arkadaşlarının sinir kat sayısını da artırıyorlar. Bundan vazgeçmedikleri sürece hakemlerin işi çok zor. Birine beddua etmek istiyorsan inşallah hakem olursun demeye kadar geliyor iş. Netice itibariyle beklediğimden daha pozisyonlu bir maç oldu. Muslera ve Mert ön plana çıkıyorsa burada maçın nasıl geçtiğine dair bir bilgi sahibi olabilirsiniz.
YENi TRANSFER MUCi’Yi GELDiĞi GÜNDEN BERi KEYiFLE iZLiYORUM
Rashica’nın oyundan alınmasını anlayamadım. Mertens her geçen maçta başarılı olma süresini daha da ileri taşıyor. Muci geldiği günden beri benim keyifle seyrettiğim bir oyuncu. Son derece kaliteli ve futbol zekası üst düzeyde. Bütün bunları %90’ın üstünde yapıyor. Rashica’nın dönüşü Beşiktaş için iyi bir haber.
MAURO iCARDi AYLARDIR KENDiNi ARIYOR
Rashica, Muci ve Mertens için söylediğim iyi şeyleri İcardi ve Vinicius için söyleyemeyeceğim. İcardi aylardır kendini arıyor. Galatasaray da düşündüğü İcardi’yi arıyor. Kısacası böyle bir derbiydi yaşadığımız. Halil Umut Meler’in kaçırdığı sarı kartlar hariç Galatasaray kendi adına bu yarının en zor deplasmanını kayıpsız atlattı. Bu şampiyonluk yarışında onlar için çok büyük bir psikolojik ortamı sağlayacak. Önümüzde uzun bir maraton var. Galatasaray ve Fenerbahçe birbirlerinin puan kaybını bekliyor. İkili yarış ne kadar keyifli olur bir lig maratonunda bilemiyorum. İcardi taraftarın özlediği kimliğine kavuşursa Galatasaray büyük bir avantaj yakalar. Bu görüntü benim için sürpriz değil. Vinicius’u hangi akıl transfer etti onu geldiği günden beri çözemedim.
SEMiH GOLLERİNE DEVAM EDER
Semih Kılıçsoy, taraftarların ve takım arkadaşlarının her an bir şey beklediği bir futbolcu tipi. Yetenekli, çabuk, süratli, adam geçen ve her türlü açıdan şut atan bir oyuncu. Fakat dün son derece tecrübeli savunmacılar karşısında alan bulamadı. Semih takıma girdiği günde beri şunu gösteriyor; “İyi bir golcüyüm.”
Bu mesajı verdi ve vermeye devam ediyor. Önümüzdeki haftalar Beşiktaş’ın oynayacağı maçlar derbi kadar sert geçmeyecek. Semih gollerine devam eder. Arkasında ve yanında Rashica, Ghezzal ve Muci gibi pozisyon hazırlayacak futbolcular var.
Uğur Meleke: 19.02'de bitti
Dolmabahçe’deki derbiyle ilgili 18:59’a kadar yapılan çalışmaların yüzde 90’ı 19:02’de çöpe gitti muhtemelen. Maç, Al Musrati’nin kendi kalesine attığı golle ikinci santrayı yaptı. Ve ikinci santradaki düşünceler, birinci santradakilerden farklı olmak zorundaydı. Özellikle Beşiktaş için.
Dün 19:02 itibariyle işlerin Santos’un istediği gibi gittiğini söyleyemeyiz. Maça adeta 1-0 yenik başladıkları için bir tutum farkı gerekiyordu ama Santos’un alışık olduğu, sevdiği, hazırlandığı habitat bu değil. O, kariyeri boyunca rakibi gol atmaya çalışırken araya sıkıştıran, rakibi ararken o bulan teknik adam olmakla yaptı şöhretini. Bir müsabakada skor ne kadar 0-0 devam ederse, Santos’un planlarını sahaya yansıtma ihtimali o kadar artar. Öne geçerse korumada ustadır. Ama bir derbide erken geriye düştüğünde başka bir düşünme biçimi gerekiyordu artık.
EGE, MUSRATi VE AMARTEY’DEN iYi
Beşiktaş için iki hücum planı göze çarptı dün: Galatasaray önde baskıya geldiğinde top derinde pozisyon alan Muci ile buluşturulacak. O da ya driplingle kaleye gitmeye çalışacak veya sağdaki Rashica’yı koşturacak. Zaman zaman Köhn’ün de pozisyon kayıplarıyla başardılar bunu. Ama son tahlilde Amartey-Al Musrati orta sahasının tutuculuğu ayak bağı oldu tüm takıma. Ben Demir Ege’nin oynadığı maçlarda ön libero rolünde Amartey’den iyi iş çıkardığını düşünüyorum. Hatta bu ağır haliyle Al Musrati’den de.
DEMiRBAY G.SARAY’IN GiZLi KAHRAMANI
Fernando Santos ikinci yarıda da değişiklik departmanında sınıfta kaldı: Ghezzal girdi, takım 5+5 iki parçaya bölündü. Aboubakar’ı almakta da çok geç kaldı. Galatasaray’sa adeta vitesi dörde alma ihtiyacı olmadan kazandı maçı. Bence en büyük farkı da orta sahada yarattılar. Torreira, zaten Amartey’nin en iyi gününde bile ön libero olarak ulaşamayacağı bir ligde. Al Musrati de Kerem Demirbay’a bakıp, iç geçirerek “Ben de bir zamanlar bu seviyedeydim” diyordur herhalde. Kerem Demirbay, Galatasaray oyununun gizli kahramanı. Dünkü Galatasaray’la Beşiktaş orta sahaları arasında 3 sınıf filan fark vardı bence.
Güntekin Onay: Daha yaratıcı bir Beşiktaş olmalıydı
Derbide Beşiktaş lehine sıra dışı bir atmosfer vardı. Ancak 2. dakikada gelen gol bu yoğun heyecanı ve havayı biraz kırdı. Orta alanda iki takımın da birbirlerine yaptığı baskı, eforlu futbol, kaliteden çok bizlere yüksek bir mücadele gücü izlettirdi. Açık konuşmak gerekirse Beşiktaş, her şeyini ortaya koydu. Ama şunu kabul etmek gerekirse Galatasaray, oyun organizasyonu ve kalite bakımından Beşiktaş’ın önünde. Çünkü böyle bir atmosferde hangi takım olursa olsun ayakta kalmak ve bu kadar öz güvenli olup cesur davranmak kolay değil.
SANCHEZ-NELSSON KUSURSUZ
İki takım arasındaki en belirgin fark G.Saray’ın iki stoperi Sanchez ve Nelsson’un kusursuz oynamalarıydı. Sanchez’i hayranlıkla izledim. Geçilmez bir duvar gibiydi. Bu ikilinin önünde oynayan Kerem Demirbay ile Torreira ise çok iyi alan kapatıyorlar, topu iyi kullanıyorlar ve ikili mücadelelerden kaçmıyorlar. Bu dörtlü ve önlerindeki Dries Mertens’in fedakarca oyunu Galatasaray’ı güçlü kılıyor.
ABOUBAKAR OYUNA ERKEN GiRMELiYDi
Dün sarı kırmızılı takımda sol bek Derrick Köhn aksadı. Kerem Aktürkoğlu da dağınık bir görüntü çizdi. Mauro İcardi ise sahada yoktu. Buna karşın Beşiktaş, hücumda özellikle Milot Rashica ve Ernest Muci ile etkili olmaya çalıştı. Rachid Ghezzal girdikten sonra da oyuna biraz daha siyah beyazlılar açısından kalite geldi. Ancak kanımca Vincent Aboubakar şartlar ne olursa olsun oyuna daha erken girmeliydi.
Gözden KaçmasınENERJiSiNi KULLANAMADI
Beşiktaş kanat beklerinden beklenen hücum performansını alamadı. Semih Kılıçsoy; Kaan Ayhan ve Barış Alper Yılmaz’la çok fazla boğuşmak zorunda kaldı ve hücumda enerjisini kullanamadı. Fernando Santos’un takımın gösterdiği fiziksel mücadeleden memnun olması normal. Ancak özellikle ofansif bölgede daha üretken ve yaratıcı bir Beşiktaş olmalıydı.
BURUK BÜYÜK iŞ BAŞARIYOR
Son olarak Galatasaray, 5-6 oyuncusunun hiç düşmeyen performansıyla ayakta kalmaya devam ediyor. Hakim Ziyech, Wilfried Zaha, Tete, Tanguy Ndombele ve Carlo Vinicius gibi isimler ortada yok. Buna rağmen Okan Buruk kabul etmek gerekir ki büyük iş başarıyor.
Engin Kehale: Tüm stratejiyi değiştirdi
Daha önce de yazmıştım. Ruud Gullit’in “Futbol nasıl izlenir?” kitabının en aklımda kalan bölümlerinden biridir. “Bazen bir hafta maça çalışırsınız. Rakibi analiz edip bir plan yaparsınız. Sonrasında hemen maçın başında yediğiniz bir gol, tüm hazırlığı yerle bir eder. Zor olan, golün ardından plana sadık kalabilmektir.” Beşiktaş’ın maçın neredeyse santra düdüğüyle beraber kendi kalesine attığı gol, Opta verilerine göre Galatasaray’ın Süper Lig’de siyah beyazlılara karşı attığı en erken gol olurken maç önü hazırlığı bir yana 90 dakikanın tüm stratejisini değiştirdi.
BARIŞ ALPER MAÇLARI
Okan Buruk’un “Barış Alper Yılmaz maçları” serisinin bir başka bölümünü izledik. Onu Masuaku ile baş başa bırakmak, sarı kırmızılıların ana hücum stratejisiydi. Aslında Santos da benzer bir plan ile sahadaydı. Portekizli, Rashica’yı Köhn’ün arkasına kaçırıp, Semih-Cenk ikilisini ön direk-arka direk koşularıyla topla buluşturmayı hedeflemişti. AlMusrati’nin top çıkarma becerisiyle Muci’yi hatlar arası bulup, savunma arkasına sarkmak hiç de fena bir yöntem değildi.
İkinci yarı, Santos’un geldiğinden beri ilk kez Marlon Brando’nun Baba filmindeki Don Carleone yüzünü gördük. Önce iki bekini hücumda çok daha önde konumladı. Sonra Ghezzal’ı alıp Rashica’yı merkeze çekti. Oyun, haliyle bu hamleler sonrası adım adım açıldı ve keyifli, pozisyonlu bir son yarım saat gördük. Beşiktaş, üzerine bir oyun inşa edebileceği potansiyeli gösterdi. Galatasaray ise sezonun en kritik virajlarından birini kayıpsız geçti.